Hindistan’a direnmek anlamsızdır. Adeta bir bataklık gibi ona karşı geldikçe seni içine çeker. Kendini kaosa teslim ettiğinde çamurda açan lotus çiçekleri birer birer kendini gösterir. Ve sen de o çiçeklerden biri oluverirsin. Bu karmaşıklık içerisinde tüm yaşamından kurtulur sadece Hindistan’ı yaşarsın.
Rajashan eyaletinin en büyük ikinci şehri olan Jodhpur, Pakistan sınırına iki yüz elli kilometre uzaklıkta bulunuyor. Şehir her daim güneşli ve sıcak olduğundan diğer ismi Güneş Şehri.
Milattan sonra dördüncü yüzyılda Roa Jodha tarafından kurulmuş bu şehir Rajaların yani kralların diyarı.
Sokaklar oldukça kalabalık ve korna sesleri bir saniye bile susmuyor. İlk durağım olan Sardar Market adeta bir cümbüş. Rengarenk şallar, kumaşlar, elbiseler, takılar, bilezikler her adımda karşınıza çıkıyor. Sardar Marketin ortasında bulunan Saat Kulesi dördüncü yüzyılda yapılmış ve hala ayakta kalmayı başarmış bir tarihi yapı. Çarşı içersinde ikinci el kitap satan Krishna Book Depot’u ziyaret edin bence. Tüm dünyadan farklı türlerde yüzlerce kitap bulunuyor ayrıca Rajashan tarihini anlatan yıllanmış kitaplar da mevcut. Burada isterseniz hint kınası da yapılıyor. Ayrıca Sardar Market içersinde meyve sebze alıp kendinize güzel bir ziyafet çekebilirsiniz.
Jodhpur’ daki evlerin çoğu mavi. Bunun sebebi Brahmanların yani üst seviye insanların bu şehirde yaşaması. Hindistan’ da kast sistemi geçerli. Kısaca size Kast Sistemini açıklayayım :
Kastlar dört bölümden oluşuyor:
- Brahmanlar (Entelektüel bir tabakadır. Kutsal yazıları (Veda) yorumlayan kişilerdir. Bilginler ve rahipler bu tabakada yer alır.)
- Kshatriyalar (Askerler, prensler ve üst düzey memurların oluşturduğu bir tabakadır.)
- Vaişyalar (Tüccarlar, toprak sahipleri ve çiftçiler)
- Şudralar (İşçiler ve köleler)
Farklı kastlardaki insanlar birbirleri ile evlenemiyor, birlikte yemek yiyemiyorlar, birbirlerine dokunamıyorlar. Mesela aynı kastta iseler ve evlenmek istiyorlarsa bu sefer Jodhpur’da ki Brahmanlara evlenmek için danışmaları gerekiyormuş. Çiftlerin astrolojik fallarına bakılıp evlenmelerine karar veriliyormuş. Burda evlenmek gerçekten zormuş 🙂 Türkiye’ de kolay da ne oluyor sanki :))
Bu şehirde gezebileceğiniz iki adet tarihi yer var o yüzden bir gün ayırmanız bu şehre yeter de artar bile. Şimdiki durağım Mehrangarh Kalesi..
Mehrangarh Kalesi
Sarskritçe’de Güneş anlamına gelen bu kale 120 metrelik bir dağ üzerine kurulmuş. On altıncı yüzyılda yapımı tamamlanan bu kalenin 36 metre yüksekliğinde 21 metre genişliğinde muhteşem surları var. Kaleye girmek için altı adet kapıdan geçiyorsunuz. Bu kapılardan Demir olanın kenarında 15 adet el izi göreceksiniz. Bu izler 1848 yılında ölen Kral Mihrace’nin 15 eşinin el izleri. Ne mi olmuş bu kadınlara ?
“Sati “ denilen bir gelenekleri olan Hintliler eşleri ölen kadınları ateşe atarak öldürürlermiş. Bu 15 kadın da ateşe atılıp öldürülmüş. Ve Demir kapının kenarında onları hatırlatmak için el izlerini yapmışlar. Bu hikaye gerçekten midemi bulandırıyor ve hala Hindistan’ın kırsal kesimlerinde bu geleneğin devam ettiğini duyunca sinirlenmeden edemiyorum.
Kalede eğer müzeye girmeyecekseniz giriş ücreti vermenize gerek yok. Müzede saray eşrafının kullandığı eşyalar, beşikler, fil eyerleri mevcut. Ayrıca İnci Sarayı ( Moti Mahal) , Çiçek Sarayı (Phool Mahal) ve Huzur Sarayı (Şuh Mahal ) kalenin içerisindeki başlıca güzel bölümler arasında yer alıyor. Kaleden baktığınızda Masmavi evlerle kaplı şehri görebilirsiniz. Rajasthan bölgesinin en görkemli kalesi bence mutlaka ziyaret edilmeli.
Jaswant Thada
Gölün kenarında beyaz mermerden yapılmış bu anıt mezar gerçekten görülmeye değer. Çok incelikle işlenmiş mermerler, hemen kenarında kuğuların yüzdüğü dingin bir göl, çiçeklerle bezenmiş bir bahçe ve kale manzarası insana gerçekten huzur veriyor.
Anıt mezarların içerisinde Mihracelerin yani o dönem yaşamış kralların resimleri asılı. Burada ayrıca tüm kraliyet ailelerin yakılma törenleri de yapılıyormuş.
Baştan sona mermer kaplı bu anıt hayatımda gördüğüm en güzel eserlerden biri. Mermerler üzerindeki işçiliği izledikçe nasıl bir bir aşkla ne duygularla yapıldığını hissedebiliyor insan. İnce ince işlenmiş göz kamaştırıcı olan bu motifler adeta bir sabır örneği. Burada saatlerce oturabilir insan. Şehrin gürültüsünden karmaşasından uzak dingin güzel bir yer.
Jodhpur bu kadar. Trafiği, korna sesleri, baharat kokuları, rengarenk kumaşlarla bezenmiş sokaklar ve mavi evler.. Görülmeye değer bir şehir. Güzel bir konakta güneşin batışında Mehrangarh Kalesini izleyip kahvenizi yudumlarken bu koşturmacadan sadece tatlı bir tebessüm kalıyor yüzümde.